Seçim konusuna girmeye pek niyetim yoktu ama bu aralar kimsenin başka bir konu konuşacak duyacak hali yok. Önce yaşadığımız büyük deprem felaketi ardından gelen Ramazan ayının seçim çalışmalarını sıkıştırdığı 25 günün böyle geçmesi de normal zaten. Bu seçim birçok açıdan önemli ve farklı bir seçim. 2002 yılından bugüne seçimleri takip etmeye çalışan biri olarak söyleyebilirim ki tarafların bu kadar az gayret göstermekle birlikte kendinden bu kadar emin olduğu başka bir seçim görmedim. Umarım bu durum seçimi kaybeden tarafta depresyon tetikleyici bir duruma dönüşmez. Çünkü seçimler geçici toplumsal hayat kalıcıdır.
Seçimin bir diğer önemi ise seçimlerle ilgili 3 tarihsel kabulümüzü sınayacak bir seçim olması. Birincisi bugüne kadar seçim sistemi ile oynayan her iktidar yeni durumdan zarar görmüştür. Seçim sistemi değişikliği genelde sistemi getiren iktidarlara değil bu yeni sisteme daha kolay adapte olan muhalefete yaramıştır. İkincisi İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerini aynı anda elinde tutan parti genelde seçimin kazananı olur. Bu iki en büyük şehrimiz nadiren aynı partinin yönetiminde olmuş ve genelde o parti bir sonraki genel seçimlerde büyük bir başarı göstermiştir. Üçüncüsü ise siyasette 2+2 asla 4 etmez. Malumunuz Demokrasi ve Atılım Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Türkiye Değişim Partisi olmak üzere 5 parti büyük bir risk alarak Cumhuriyet Halk Partisi sıralarından seçime gidiyor. Hesapları kendilerinin daha önce aldığı ya da alması muhtemel oyların CHP’ye kanalize olarak bu partinin çıkaracağı milletvekili sayısının yeni seçim sitemi nedeniyle daha fazla olması. Fakat dediğimiz gibi seçimlerde genelde işler böyle yürümez, beklenti alınacak toplam oyun 6 partinin ayrı ayrı girmeleri durumunda alacağı oyla aynı olmayacağı yönünde. Ne kadar az veya fazla olacağı ise seçimin sonucunu belirleyecek kritik bir veri olacak. Aynı şekilde Hür Dava Partisi ve Demokratik Sol Parti de Adalet ve Kalkınma Partisi saflarında seçime giriyor ama buradaki değişimin AK Parti’nin iktidar partisi olmasından ötürü çok ölçülebilir olacağı kanaatinde değilim. Bu seçimde seçimlerle ilgili bu 3 toplumsal kabul sınanacak. Bu durumun özellikle siyaset alanında çalışan bilim insanlarına iyi bir veri oluşturacağı kanaatindeyim.
Bu seçim aynı zamanda benzerlerin seçimi. Özellikle yarışı önde götürdüğü kabul edilen ittifakların bileşenlerine baktığımızda ideolojik açıdan birbirini ikame edebilecek partileri bulmak mümkün. Bu durum geçmişte fikriyat bakımından birbirine yakın olan Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi rekabetinde olduğu gibi tarafların birbirlerine ideolojik konularla yüklenmekten ziyade vaatlerini ön plana çıkarmasına neden oluyor. Bu durumun vatandaşın hayrına olduğu kanaatindeyim. Seçime girecek taraflar vatandaşı kendine çekmek için rakibini suçlamaktan ziyade kendi yaptıkları ve yapacaklarını anlatıyor. Karşı tarafın vaadinin ilgi çektiğini gören hemen daha fazlasını vaat olarak ortaya koyuyor. Umarım bu vaatler havada kalmaz da vatandaş son yıllarda yapılan seçimlerde sıkça karşılaşmadığımız bu durumdan kar etmiş olur.
Sonuçta seçimlere yedi günden az bir zaman kaldı. Umarım bu yedi günü sakin selamet atlatırız da seçimler kamplaşma dönemlerinden ziyade demokrasi şölenlerine dönüşür. Seçim sonuçlarının ülkemize hayırlar getirmesi dileğiyle.