Hatay escort bayan

İstanbul Evden Eve Nakliye Adalar Evden Eve Nakliye Arnavutköy Evden Eve Nakliye Ataşehir Evden Eve Nakliye Avcılar Evden Eve Nakliye Bağcılar Evden Eve Nakliye Bahçelievler Evden Eve Nakliye Bakırköy Evden Eve Nakliye Başakşehir Evden Eve Nakliye Bayrampaşa Evden Eve Nakliye Beşiktaş Evden Eve Nakliye Beykoz Evden Eve Nakliye Beylikdüzü Evden Eve Nakliye Beyoğlu Evden Eve Nakliye Büyükçekmece Evden Eve Nakliye Çatalca Evden Eve Nakliye Çekmeköy Evden Eve Nakliye Esenler Evden Eve Nakliye Esenyurt Evden Eve Nakliye Eyyüpsultan Evden Eve Nakliye Fatih Evden Eve Nakliye Gaziosmanpaşa Evden Eve Nakliye Güngören Evden Eve Nakliye Kadıköy Evden Eve Nakliye Kağıthane Evden Eve Nakliye Kartal Evden Eve Nakliye Küçükçekmece Evden Eve Nakliye Etiler Evden Eve Nakliye Ortaköy Evden Eve Nakliye Maslak Evden Eve Nakliye Levent Evden Eve Nakliye Fındıkzade Evden Eve Nakliye Çapa Evden Eve Nakliye Aksaray Evden Eve Nakliye Mahmutbey Evden Eve Nakliye Merter Evden Eve Nakliye Kağıthane Evden Eve Nakliye Çağlayan Evden Eve Nakliye Cihangir Evden Eve Nakliye Taksim Evden Eve Nakliye Haramidere Evden Eve Nakliye Silivri Evden Eve Nakliye Kayaşehir Evden Eve Nakliye Başakşehir Evden Eve Nakliye Ataköy Evden Eve Nakliye Suadiye Evden Eve Nakliye Erenköy Evden Eve Nakliye Kurtköy Evden Eve Nakliye Bostancı Evden Eve Nakliye Küçükyalı Evden Eve Nakliye Maltepe Evden Eve Nakliye Ümraniye Evden Eve Nakliye Şerifali Evden Eve Nakliye Beykoz Evden Eve Nakliye Sarıyer Evden Eve Nakliye Şile Evden Eve Nakliye Zeytinburnu Evden Eve Nakliye Sultangazi Evden Eve Nakliye Sultanbeyli Evden Eve Nakliye Tuzla Evden Eve Nakliye Sancaktepe Evden Eve Nakliye Kozyatağı Evden Eve Nakliye Göztepe Evden Eve Nakliye Anadolu yakası Evden Eve Nakliye Avrupa yakası Evden Eve Nakliye Florya Evden Eve Nakliye Şirinevler Evden Eve Nakliye Yenibosna Evden Eve Nakliye

Semih Söğüt
Köşe Yazarı
Semih Söğüt
 

Saçmalamanın Maliyeti Ne Olmalı?

Geçen yazıda sadece kıyafetleri ile gündem olduğuna değindiğim kadın şarkıcılardan biri adeta beni yalanlarcasına bir ifadesi ile gündeme geldi. Hatta gündemin tam ortasına oturdu. Önce olayı soğukkanlılıkla anlamaya çalışalım. Kasıtlı olarak kesilip biçildiği belli olan video sakince izlenildiğinde, şarkıcının arkadaki orkestradan birini hatta garip hareketler yapan bateristi kastettiği anlaşılıyor. Tabi bu durum yaptığı hakareti mazur göstermiyor. Yine hepimizin günlük hayatlarımızda boş bulunup farklı toplum kesimleri için şaka yollu hakaretamiz konuşmalar yaptığımız savunması da bu durumda yersiz. Çünkü bir kere şarkıcının kendisi, sahneye herhangi birimizin günlük hayatta giyemeyeceği kıyafetler ile çıkarak oranın farklı olduğunun mesajını veriyorsa oranın şartlarına uymak zorunda. Ha keza söz konusu kişi sıradan bir vatandaşın belki 5 belki 10 yılda kazanacağı parayı 1-2 saat içinde kazandığı bir sahnede sıradan bir vatandaşın rahatlığında olmamalı. Bu sözü örneğin aile ortamında veya arkadaşları arasında söylemiş olsa, yine bu tepkiyi görmezdi muhtemelen. Bütün bunlar düşünüldüğünde şarkıcının kınanması, konserlerinin boykot edilerek sosyal hayattan en azından bir süreliğine dışlanması normal karşılanabilecek tepkiler. Fakat olay burada bitmedi. Şarkıcı önce gözaltına alındı ardından da tutuklandı. Muhtemelen daha usturuplu bir kıyafetle sahne aldığı için gündeme gelmeyen bu konser 4 ay önce yapılmıştı. Bu 4 ay boyunca toplumda şarkıcının “İmam Hatipliler” ile ilgili çirkin sözleri değil yine kıyafetleri konuşulmuştu. Yani ortada gözle görülür bir kin ve nefret ortamı yoktu. Evet haddini aşan ifadeleri cezasız kalmamalıydı fakat bu ceza ne olmalıydı? Şunu unutmamak gerek ki biz dün ortaya çıkmış bir toplum değiliz, bu kadın da toplumumuzda saçmalayan ilk kişi değil. Daha önce televizyon ekranlarında hatta canlı yayınlarda benzer hatalar yapılmış ve toplum hatanın sahibine günün şartlarına göre cezasını kesmeyi bilmiştir. Örneğin Güner Ümit isimli sunucu yıllar önce bir toplum kesimine hakaret ettiği programdan sonra silindi gitti. Yakın zamanda ismini anmak istemediğim bir televizyon programcısı bir ırka dönük çirkin ifadeleri sebebiyle özellikle Kocaeli’nden yükselen tepkiler sonucu uzun bir süre ekranlardan uzak kalmıştı. Yani amaç haddi aşan bu saygısız ifadeleri cezalandırmaksa kendisi sosyal medyada kınanır, bir süre konserleri iptal edilerek sahneden uzak kalması sağlanır yeterli ceza verilmiş olurdu. Yatarı bile olmayan bir suçtan yargılanan bir kişinin fazla güç uygulanarak tutuklanmasının onu en azından ülkedeki bazı kesimlerin gözünde gereksiz bir şekilde kahramanlaştırabileceği unutulmamalıdır. Sonuçta ortada delil karartabileceği bir durum da yok, kaçma ihtimali de. Çünkü bırakın kaçmayı; siz bu hanımefendiyi sınır dışı etseniz bile kendisi bir yolunu bulup Türkiye’ye dönmeye çalışacaktır. Bu sözüme dünyanın birçok ülkesinde saçmalayanların hapse gönderilmediği itirazı gelebilir. Doğrudur, fakat dünyanın başka hiçbir yerinde ülkenin Cumhurbaşkanının da mezun olduğu bir okul türüne yönelik hakaret ifadeleri kullanan, sadece saçmalamaları ve kıyafetleri ile gündeme gelen bir şarkıcının konserleri ülkenin kendini aydın zanneden kitlelerince doldurulmaz. Bu nedenle kendisinin ülkeyi terk etmesi çok olası bir ihtimal değil. Sözün özü, kamera çılgınlığının her yanımızı sarması ile hepimiz sürekli sahnede sayılırız ama bu durum halktan farklı yaşayan, giyinen, kazanan sanatçıların özellikle sahne gibi görünür bir ortamda dilediğince at koşturmasına yol açmamalıdır. Gerçek sanatçı sorumlu davranmalı ettiği sözün yaptığı şakanın nereye gideceğini hesap edebilmelidir. Fakat sosyal medya dışında günlük hayatta gözle görülür bir karşılığı olmayan bu gibi suçların cezasını yargı değil toplum kesmelidir. Daha doğrusu topluma bu suçlara ceza kesebilmesi için şans verilmelidir ki, toplum kendi içinde tartışa tartışa olgunlaşabilsin, keskin uçları törpüleyebilsin. Yoksa sosyal medya çılgınlığı esir almaya yargıdan başlar, günlük hayattan çıkar. İşte o zaman konuşmak da, bu fikirleri yazmak da mümkün olmaz. Toplum kazanı kaynatılınca orada kimseye aş pişmez, başta kazanı yakanlar olmak üzere herkesin nasibine kin ve nefret ateşi düşer.  
Ekleme Tarihi: 28 Ağustos 2022 - Pazar

Saçmalamanın Maliyeti Ne Olmalı?

Geçen yazıda sadece kıyafetleri ile gündem olduğuna değindiğim kadın şarkıcılardan biri adeta beni yalanlarcasına bir ifadesi ile gündeme geldi. Hatta gündemin tam ortasına oturdu. Önce olayı soğukkanlılıkla anlamaya çalışalım. Kasıtlı olarak kesilip biçildiği belli olan video sakince izlenildiğinde, şarkıcının arkadaki orkestradan birini hatta garip hareketler yapan bateristi kastettiği anlaşılıyor. Tabi bu durum yaptığı hakareti mazur göstermiyor. Yine hepimizin günlük hayatlarımızda boş bulunup farklı toplum kesimleri için şaka yollu hakaretamiz konuşmalar yaptığımız savunması da bu durumda yersiz. Çünkü bir kere şarkıcının kendisi, sahneye herhangi birimizin günlük hayatta giyemeyeceği kıyafetler ile çıkarak oranın farklı olduğunun mesajını veriyorsa oranın şartlarına uymak zorunda. Ha keza söz konusu kişi sıradan bir vatandaşın belki 5 belki 10 yılda kazanacağı parayı 1-2 saat içinde kazandığı bir sahnede sıradan bir vatandaşın rahatlığında olmamalı. Bu sözü örneğin aile ortamında veya arkadaşları arasında söylemiş olsa, yine bu tepkiyi görmezdi muhtemelen. Bütün bunlar düşünüldüğünde şarkıcının kınanması, konserlerinin boykot edilerek sosyal hayattan en azından bir süreliğine dışlanması normal karşılanabilecek tepkiler.

Fakat olay burada bitmedi. Şarkıcı önce gözaltına alındı ardından da tutuklandı. Muhtemelen daha usturuplu bir kıyafetle sahne aldığı için gündeme gelmeyen bu konser 4 ay önce yapılmıştı. Bu 4 ay boyunca toplumda şarkıcının “İmam Hatipliler” ile ilgili çirkin sözleri değil yine kıyafetleri konuşulmuştu. Yani ortada gözle görülür bir kin ve nefret ortamı yoktu. Evet haddini aşan ifadeleri cezasız kalmamalıydı fakat bu ceza ne olmalıydı? Şunu unutmamak gerek ki biz dün ortaya çıkmış bir toplum değiliz, bu kadın da toplumumuzda saçmalayan ilk kişi değil. Daha önce televizyon ekranlarında hatta canlı yayınlarda benzer hatalar yapılmış ve toplum hatanın sahibine günün şartlarına göre cezasını kesmeyi bilmiştir. Örneğin Güner Ümit isimli sunucu yıllar önce bir toplum kesimine hakaret ettiği programdan sonra silindi gitti. Yakın zamanda ismini anmak istemediğim bir televizyon programcısı bir ırka dönük çirkin ifadeleri sebebiyle özellikle Kocaeli’nden yükselen tepkiler sonucu uzun bir süre ekranlardan uzak kalmıştı. Yani amaç haddi aşan bu saygısız ifadeleri cezalandırmaksa kendisi sosyal medyada kınanır, bir süre konserleri iptal edilerek sahneden uzak kalması sağlanır yeterli ceza verilmiş olurdu. Yatarı bile olmayan bir suçtan yargılanan bir kişinin fazla güç uygulanarak tutuklanmasının onu en azından ülkedeki bazı kesimlerin gözünde gereksiz bir şekilde kahramanlaştırabileceği unutulmamalıdır. Sonuçta ortada delil karartabileceği bir durum da yok, kaçma ihtimali de. Çünkü bırakın kaçmayı; siz bu hanımefendiyi sınır dışı etseniz bile kendisi bir yolunu bulup Türkiye’ye dönmeye çalışacaktır. Bu sözüme dünyanın birçok ülkesinde saçmalayanların hapse gönderilmediği itirazı gelebilir. Doğrudur, fakat dünyanın başka hiçbir yerinde ülkenin Cumhurbaşkanının da mezun olduğu bir okul türüne yönelik hakaret ifadeleri kullanan, sadece saçmalamaları ve kıyafetleri ile gündeme gelen bir şarkıcının konserleri ülkenin kendini aydın zanneden kitlelerince doldurulmaz. Bu nedenle kendisinin ülkeyi terk etmesi çok olası bir ihtimal değil.

Sözün özü, kamera çılgınlığının her yanımızı sarması ile hepimiz sürekli sahnede sayılırız ama bu durum halktan farklı yaşayan, giyinen, kazanan sanatçıların özellikle sahne gibi görünür bir ortamda dilediğince at koşturmasına yol açmamalıdır. Gerçek sanatçı sorumlu davranmalı ettiği sözün yaptığı şakanın nereye gideceğini hesap edebilmelidir. Fakat sosyal medya dışında günlük hayatta gözle görülür bir karşılığı olmayan bu gibi suçların cezasını yargı değil toplum kesmelidir. Daha doğrusu topluma bu suçlara ceza kesebilmesi için şans verilmelidir ki, toplum kendi içinde tartışa tartışa olgunlaşabilsin, keskin uçları törpüleyebilsin. Yoksa sosyal medya çılgınlığı esir almaya yargıdan başlar, günlük hayattan çıkar. İşte o zaman konuşmak da, bu fikirleri yazmak da mümkün olmaz. Toplum kazanı kaynatılınca orada kimseye aş pişmez, başta kazanı yakanlar olmak üzere herkesin nasibine kin ve nefret ateşi düşer.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sizinsesiniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.