Ekonomik yetersizlik ve sıkıntılar toplumu sarsıntıya uğratan önemli sorunlardır. Bir ülkenin ekonomik açıdan kendine yetememesi o ülkenin bağımsızlığının da tehdit altına girmesine neden olur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk "Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner." sözleri ile bizzat bu durumu tespit etmiştir.
Ekonomik zaferin kazanılması ise, öncelikle ülkenin kendi kaynaklarını olabilecek en geniş ölçüde kullanabilme prensibine dayandırılmalıdır. Ekonomik ve bilimsel anlamda gelişmeyi yürütecek, başka bir deyişle sanayi tesislerini kuracak, geliştirecek, yönetecek, yer altı kaynaklarını bulup işleyecek, çıkartacak, ülkenin geleceğini yönlendirecek nesilleri eğitecek, yeni buluşlar ile bilimsel ve teknolojik gelişmeleri sağlayacak kadroların yetişmesi için ekonomik koşulların iyi olması gerekir. Çünkü tarımsal üretim, büyük nüfus kitlelerinin beslenme ve giyinme gereksinimini karşılayan önemli bir ekonomik kaynaktır. Diğer taraftan bir ülke herhangi bir dış tehdit durumunda (savaş, ambargo vb.) kapılarını dünyaya kapattığı zaman, ulusunu besleyebilecek tarımsal potansiyele sahip olmalıdır. Bu nedenle bir ülkenin ekonomisi içinde tarımın büyük ve ayrıcalıklı bir yeri vardır. Zira günümüzde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşının getirdiği gıda krizi bunun en bariz örneğidir.
Ülkemiz tarımsal üretim açısından değerlendirildiğinde ürün çeşitliliği ve bolluğu bakımından kendi kendine yetebilen, açlık çeken diğer ülkelere gerektiğinde destek olabilen bir özelliğe sahiptir.
Peki, yaşadığımız şehir olan –hele ki sanayi şehri olarak bilinen şehrimiz- Kocaeli, bu tarımsal faaliyetler konusunda ne derecede etkilidir?
Bu konuda ne kadar eksikleri vardır? Çözüm arayışları nelerdir?
Büyükşehir ve yerel yönetim belediyeleri tarımsal faaliyetlere ne kadar önem vermekte ve gelişmesi için neler yapmaktadırlar?
Kocaeli’nin tarım karnesine bir bakalım!
Ülkemiz ekonomisinin en fazla milli gelire sahip illerinden biri olan Kocaeli, vergi ödemesi ve sanayileşme hızında Türkiye’nin önemli illerinden birisidir. Kocaeli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün verilerine göre ilimizin ekonomisi, sanayisi ve hizmet sektörü ağırlıklı olmasına rağmen tarıma elverişli arazilerine genellikle sanayi tesisleri yapılmaktadır.
Kocaeli tarım ürünleri portföyü nedir?
Başlıca tarım ürünleri buğday, yulaf, mısır, ayçiçeği, şekerpancarı, tütün ve keten olan ilimiz sebze ekimine çok müsaittir. Senede 100 bin tona yakın sebze yetiştirilir. Domates, lahana, ıspanak, bakla, kereviz ve enginar en çok yetişen sebzelerdir. Kocaeli’nde meyvecilikte çok önemlidir. Başta elma olmak üzere kiraz, vişne, erik, şeftali, fındık, üzüm ve dut çok yetişir.
Sektörel olarak dağılıma baktığımızda Tarım %3, Sanayi %70, Genel Hizmet oranı ise %27’dir. Tarım oranın bu kadar düşük olması ilimiz açısından gerçekçi olmak gerekirse büyük bir sorun teşkil etmektedir.
İlimizde, tarımda aktif aile başına 42 dekar işlenebilir arazi düşmektedir. Üstelik bu araziler çok parçalıdır. Bu olgu il tarımını küçük ve sıra dışı işletmelere yönlendirdiğini ve tarımda dengesiz bir toprak dağılımının olduğunu göstermektedir. Söz konusu yapı tarımda ekonomik işletmeler kurulmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca uygulanan ekonomik politikalar tarımsal çalışmaları yapılamaz hale getirmiştir.
Arazilerimiz ne durumda?
İlimizin arazi varlığı 341.847 hektardır. Bunun 125,528 hektarı tarım alanı, 11,859 hektarı çayır-mera, 147,429 hektarı orman ve fundalık alanı, 57,031 hektarı ise tarım dışı arazidir. Var olan 125,528 hektar tarım arazisinin 32.593 hektarı sulanabilecek karakterde olmasına rağmen çeşitli yöntemlerle ancak bunun 12.825 hektarı sulanabilmektedir. 112.703 hektar alanda ise kuru tarım yapılmaktadır.
1963 yılında kurulan İzmit Ziraat Odası, kurulduğu günden itibaren çiftçilerin mesleki hizmetlerini görmek, tarım sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak adına faaliyet sürdürmektedir. Çiftçilerin devlet ile ilişki ve iş birliğini sağlayan Ziraat Odalarının en önemli görevlerinden biride çiftçilerimizin haklarını, menfaatlerini korumak ve kollamaktır.
Bu istatistikî bilgilerden sonra Kocaeli’de tarımın gelişmesi üzerine çözüm önerileri olarak neler sunulabilir ve bu çözüm arayışları için neler yapılmaktadır, bunlara değinmek gerekir.
Daha önceki yazımızda Gölcük Belediye Başkanı Sayın Ali Yıldırım Sezer’in yapmış olduğu çalışmadan bahsetmiştik. Aynı şekilde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin de bu alanda birtakım atılımları mevcut. Fakat bunlar yeterli geliyor mu? Günümüz şartlarını düşünürsek, hayır.
Peki, çözüm olarak ne yapılmalıdır?
İlimizin tarım politikası geçici uygulamalardan daha çok bilimsel veriler ışığında biçimlendirilmelidir. Zorlayıcı, buyurucu, katı politikalar yerine katılımcı, rekabet ortamına küresel ölçekte uyum sağlayabilen, istenilen miktar ve kalitede üretim yapabilen, birim alandan nitelik ve nicelik olarak yüksek verim alabilmeyi sağlayan sistem ve politikalar tasarlanmalı/ uygulanmalıdır. Üreticiler/Çiftçiler devlet bütçesi tarafından yeterince desteklenmelidir.
Tohum, mazot, gübre, ilaç desteği maliyetleri karşılayacak oranda artırılmalı ve üreticinin gereksinim duyduğu zamanda ödenmelidir. Tarımsal destek ve primlerinin miktarları; ekim ve dikimden önce belirlenerek ilan edilmeli, üreticinin ilan edilen destek miktarına göre ekim yapmasına fırsat verilmelidir. Ayrıca, tarımsal girdi alımında çiftçi tarafından ödenen KDV ve ÖTV’nin alınmaması gibi çözümler sunulabilir. Tarımsal kooperatifçilik geliştirilmelidir.
Kocaeli’nin, Türkiye imalat sanayi içindeki üretim payı yıllar itibarı ile artış göstermektedir. İl merkezinde verimli ovaların büyük bir kısmı sanayi kuruluşlarına ve yerleşim sahalarına kayması nedeniyle verimli topraklar tarım arazisi olmaktan çıkmıştır. Verimli arazilerimiz üzerine kurulan sanayi tesislerinin kaldırılamayacağı düşünüldüğünde yeni yapılacak sanayi kuruluşlarının ve organize sanayi bölgelerinin tarımsal vasfı düşük arazilere kurulması sağlanmalıdır.
Hatalı tarım teknikleri, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması gibi nedenlerle toprak erozyonu sonucu tarım arazileri verimsizleşmektedir. Tarımsal amaçlı kullanılan arazilerin verimsizleşmesinin önüne geçmek için erozyon ve toprak kaybına karşı daha etkin önlemler alınmalıdır.
Kocaeli’nin tarımsal faaliyetlerine çözüm arayışlarını bir nebze olsun veriler ışığında dile getirmeye çalıştık. Bu konuyu sürekli gündemde ve taze tutmaya çalışacağım. Hem ülke için hem de yaşadığımız şehir bağlamında düşündüğümüzde, tarımın ne kadar önemli olduğunu çok geç olmadan anlayabileceğimiz bir farkındalığa ulaşabilme dileğiyle. Yazımızı Seneca’nın şu sözü ile bitirelim;” Toprak ne kadar zengin oIursa oIsun, ekiImedikçe mahsuI vermez. KafaIar da öyIe; ekiImeyen kafaIar da fikir üretmez”