Hatay escort bayan

İstanbul Evden Eve Nakliye Adalar Evden Eve Nakliye Arnavutköy Evden Eve Nakliye Ataşehir Evden Eve Nakliye Avcılar Evden Eve Nakliye Bağcılar Evden Eve Nakliye Bahçelievler Evden Eve Nakliye Bakırköy Evden Eve Nakliye Başakşehir Evden Eve Nakliye Bayrampaşa Evden Eve Nakliye Beşiktaş Evden Eve Nakliye Beykoz Evden Eve Nakliye Beylikdüzü Evden Eve Nakliye Beyoğlu Evden Eve Nakliye Büyükçekmece Evden Eve Nakliye Çatalca Evden Eve Nakliye Çekmeköy Evden Eve Nakliye Esenler Evden Eve Nakliye Esenyurt Evden Eve Nakliye Eyyüpsultan Evden Eve Nakliye Fatih Evden Eve Nakliye Gaziosmanpaşa Evden Eve Nakliye Güngören Evden Eve Nakliye Kadıköy Evden Eve Nakliye Kağıthane Evden Eve Nakliye Kartal Evden Eve Nakliye Küçükçekmece Evden Eve Nakliye Etiler Evden Eve Nakliye Ortaköy Evden Eve Nakliye Maslak Evden Eve Nakliye Levent Evden Eve Nakliye Fındıkzade Evden Eve Nakliye Çapa Evden Eve Nakliye Aksaray Evden Eve Nakliye Mahmutbey Evden Eve Nakliye Merter Evden Eve Nakliye Kağıthane Evden Eve Nakliye Çağlayan Evden Eve Nakliye Cihangir Evden Eve Nakliye Taksim Evden Eve Nakliye Haramidere Evden Eve Nakliye Silivri Evden Eve Nakliye Kayaşehir Evden Eve Nakliye Başakşehir Evden Eve Nakliye Ataköy Evden Eve Nakliye Suadiye Evden Eve Nakliye Erenköy Evden Eve Nakliye Kurtköy Evden Eve Nakliye Bostancı Evden Eve Nakliye Küçükyalı Evden Eve Nakliye Maltepe Evden Eve Nakliye Ümraniye Evden Eve Nakliye Şerifali Evden Eve Nakliye Beykoz Evden Eve Nakliye Sarıyer Evden Eve Nakliye Şile Evden Eve Nakliye Zeytinburnu Evden Eve Nakliye Sultangazi Evden Eve Nakliye Sultanbeyli Evden Eve Nakliye Tuzla Evden Eve Nakliye Sancaktepe Evden Eve Nakliye Kozyatağı Evden Eve Nakliye Göztepe Evden Eve Nakliye Anadolu yakası Evden Eve Nakliye Avrupa yakası Evden Eve Nakliye Florya Evden Eve Nakliye Şirinevler Evden Eve Nakliye Yenibosna Evden Eve Nakliye

Av. Yeliz Kirlibal
Köşe Yazarı
Av. Yeliz Kirlibal
 

Depremin Özel Öğrenci Yurtları Sözleşmesine Etkisi

Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Yükseköğretim Kurulu Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince 11.02.2023 tarihinde yapılan duyuru ile 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasına karar vermiş, Duyuru ile birlikte depremzedeleri barındırma gerekçesiyle yurtların boşaltılması istenilmiştir. Bu duyurunun ardından özel öğrenci yurtlarında kalan birçok öğrenci aile evlerine dönmüş, öğrenci yurtları boşaltılmıştır. Yaşanılan bu durum özel öğrenci yurtları sözleşmelerinin süreçten nasıl etkileneceği sorusunu gündeme getirmektedir. İşbu yazımda bu belirsizliğe açıklık getirmeye çalışacağım. Özel öğrenci barınma hizmetleri sözleşmesi(özel öğrenci yurtları) sözleşmesi, taraflardan birinin ortaokul-ortaöğretim ve yükseköğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrenci olduğu; diğer tarafın öğrenci yurdu, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartları ve öğrenci stüdyo dairelerini işleten özel/tüzel kişi olduğu sözleşmedir. Özel öğrenci yurtları(öğrenci yurdu, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartları ve öğrenci stüdyo daireleri) Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmakla birlikte, 20.02.2017 tarihli Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğine tabidir. Öğrenci ile özel öğrenci yurtları arasındaki sözleşmeler “tüketici sözleşmesi”dir.  Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, ticarî veya meslekî amaçlarla hareket eden kamu tüzel kişilerinin yaptığı işlemleri de tüketici işlemi saymıştır. Vakıflar ve dernekler tarafından işletilen yurtlarda kalan öğrenciler de tüketici sıfatını taşımaktadır. Yargıtay da yurt sözleşmesinin tarafı olan öğrenciyi tüketici olarak kabul etmektedir. (Y. 13. HD. 23.10.2018 T., 2016/23404 E., 2018/9951 K.; Y. 13. HD. 16.11.2017 T., 2015/24087 E., 2017/11226 K.) Sonuç itibariyle özel öğrenci yurtları sözleşmelerinin tüketici sözleşmeleri olduğunun kabulü ile bu sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Hakkının ihlal edildiğini düşünen öğrencilerin Tüketici Hakem Heyetine ve Tüketici Mahkemelerine başvurması mümkündür. Somut olayda TKHK hükümlerinin yetersiz olduğu hallerde genel kanun olan Türk Borçlar Kanununa bakılmalıdır. Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğinin “Barınma hizmeti ücreti ve yükümlülükler “ başlıklı 20. Maddesinin 4. Fıkrası; “Kuruma kayıt yaptıran öğrencilerden 15 Eylül tarihine kadar kurumdan ayrılanlardan hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin %10’u, 15 Eylül ve sonrasında ayrılanlardan ise barınma hizmeti aldığı aylar ve içinde bulunulan ayın ücretinin tamamı ve kalan aylara ait barınma hizmeti ücretinin %30’u alınır. Bu öğrencilere depozitoları ile peşin ödeme yapılan hallerde bu fıkraya göre hesaplanacak ücret mahsup edilerek geriye kalan tutar bir ay içinde iade edilir ve hizmet sunum taahhütnamesi feshedilir. Aylık barınma hizmeti ücreti, hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin hizmet sunulmak üzere belirlenen ay sayısına bölünmesi ile tespit edilir.” Şeklindedir. Yönetmelikte yer alan bu madde, kendi isteği ile yurttan ayrılan öğrencinin ödeyeceği cayma bedeline ilişkin esasları düzenlemiştir. Bu düzenleme, mücbir sebep koşulları nedeniyle öğrencilerin yurtlarından ayrılmaları, faydalanamamaları ya da yurtta kalmasının anlamsız hale gelmesi ihtimalinde öğrencilerin yurt ücretini ödeme yükümlülüğünün olup olmayacağı sorusuna yanıt vermemektedir. YÖK tarafından Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda kalan öğrencilerin yurtlarını tahliye etmeleri istenilmişse de özel öğrenci yurtları bakımından bir karar alınmamıştır. Dolayısıyla, özel öğrenci yurtlarında kalırken uzaktan eğitim kararı nedeniyle aile evine dönen öğrenciler yönünden mücbir sebebin doğup doğmadığı tartışmalıdır. YÖK kararı ile yurtlarını tahliye etmek zorunda kalan öğrencilerin mücbir sebebe ya da Türk Borçlar Kanununun 136. Maddesinde düzenlenen “İfa İmkansızlığı” hükümlerine dayanması mümkündür. Mevcut durumda, özel yurtlarda kalan öğrenciler uzaktan eğitim kararı nedeniyle aile evine dönmüştür. Yurtların halen açık olmasına karşın öğrencilerin yurtta kalması anlamsız bir hal almıştır. Bu nedenle, Türk Borçlar Kanununun 138. Maddesinde düzenlenen “Aşırı İfa Güçlüğü” müessesinin somut olaya uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir. TBK 138.Hükmüne göre, sözleşme yapıldığı esnada taraflarca öngörülemeyen, öngörülmesi de mümkün olmayan, borçludan kaynaklanmayan ve beklenmeyen bir durum ortaya çıkarsa bazı şartlar altında sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması talep edilebilir. TBK m. 138/I’in son cümlesine göre, “Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır”. Yurt sözleşmesi sürekli edimli bir sözleşme olduğu için dönme değil fesih söz konusu olur. Sonuç olarak bu düzenlemeye göre, henüz ödeme yapmayan öğrenciler kalmadıkları süre için ödeme yükümlülüğünden kurtulur, ödeme yapanlar ise sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödemelerini geri isteyebilir. Fesih beyanı herhangi bir şekle bağlı değildir. İspat açısından belli bir şekilde yapılması tavsiye olunsa da feshin geçerliliği bakımından şekil mecburiyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle yazılı olarak ya da e-posta, kısa mesaj veya benzeri vasıtalarla fesih beyanında bulunulabilir. Öğrenci tarafından fesih beyanında bulunulmamış olsa dahi kurumun açacağı ifa davasında sözleşmenin uyarlanması/sona erdirilmesi talebinin def’i olarak ileri sürülmesi mümkündür. Uyarlama davasında takdir yetkisi hakimde olup hâkim, somut olaya göre belirlenen oranların daha üstünde bir denkleştirme bedeline hükmedebileceği gibi, öğrencinin hiç ödeme yapmamasına da karar verebilir.             
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2023 - Cuma

Depremin Özel Öğrenci Yurtları Sözleşmesine Etkisi

Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Yükseköğretim Kurulu Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince 11.02.2023 tarihinde yapılan duyuru ile 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasına karar vermiş, Duyuru ile birlikte depremzedeleri barındırma gerekçesiyle yurtların boşaltılması istenilmiştir. Bu duyurunun ardından özel öğrenci yurtlarında kalan birçok öğrenci aile evlerine dönmüş, öğrenci yurtları boşaltılmıştır. Yaşanılan bu durum özel öğrenci yurtları sözleşmelerinin süreçten nasıl etkileneceği sorusunu gündeme getirmektedir. İşbu yazımda bu belirsizliğe açıklık getirmeye çalışacağım.

Özel öğrenci barınma hizmetleri sözleşmesi(özel öğrenci yurtları) sözleşmesi, taraflardan birinin ortaokul-ortaöğretim ve yükseköğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrenci olduğu; diğer tarafın öğrenci yurdu, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartları ve öğrenci stüdyo dairelerini işleten özel/tüzel kişi olduğu sözleşmedir. Özel öğrenci yurtları(öğrenci yurdu, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartları ve öğrenci stüdyo daireleri) Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olmakla birlikte, 20.02.2017 tarihli Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğine tabidir.

Öğrenci ile özel öğrenci yurtları arasındaki sözleşmeler “tüketici sözleşmesi”dir.  Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, ticarî veya meslekî amaçlarla hareket eden kamu tüzel kişilerinin yaptığı işlemleri de tüketici işlemi saymıştır. Vakıflar ve dernekler tarafından işletilen yurtlarda kalan öğrenciler de tüketici sıfatını taşımaktadır. Yargıtay da yurt sözleşmesinin tarafı olan öğrenciyi tüketici olarak kabul etmektedir. (Y. 13. HD. 23.10.2018 T., 2016/23404 E., 2018/9951 K.; Y. 13. HD. 16.11.2017 T., 2015/24087 E., 2017/11226 K.)

Sonuç itibariyle özel öğrenci yurtları sözleşmelerinin tüketici sözleşmeleri olduğunun kabulü ile bu sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Hakkının ihlal edildiğini düşünen öğrencilerin Tüketici Hakem Heyetine ve Tüketici Mahkemelerine başvurması mümkündür. Somut olayda TKHK hükümlerinin yetersiz olduğu hallerde genel kanun olan Türk Borçlar Kanununa bakılmalıdır.

Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğinin “Barınma hizmeti ücreti ve yükümlülükler “ başlıklı 20. Maddesinin 4. Fıkrası; “Kuruma kayıt yaptıran öğrencilerden 15 Eylül tarihine kadar kurumdan ayrılanlardan hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin %10’u, 15 Eylül ve sonrasında ayrılanlardan ise barınma hizmeti aldığı aylar ve içinde bulunulan ayın ücretinin tamamı ve kalan aylara ait barınma hizmeti ücretinin %30’u alınır. Bu öğrencilere depozitoları ile peşin ödeme yapılan hallerde bu fıkraya göre hesaplanacak ücret mahsup edilerek geriye kalan tutar bir ay içinde iade edilir ve hizmet sunum taahhütnamesi feshedilir. Aylık barınma hizmeti ücreti, hizmet sunum taahhütnamesinde belirlenen yıllık barınma hizmeti ücretinin hizmet sunulmak üzere belirlenen ay sayısına bölünmesi ile tespit edilir.” Şeklindedir.

Yönetmelikte yer alan bu madde, kendi isteği ile yurttan ayrılan öğrencinin ödeyeceği cayma bedeline ilişkin esasları düzenlemiştir. Bu düzenleme, mücbir sebep koşulları nedeniyle öğrencilerin yurtlarından ayrılmaları, faydalanamamaları ya da yurtta kalmasının anlamsız hale gelmesi ihtimalinde öğrencilerin yurt ücretini ödeme yükümlülüğünün olup olmayacağı sorusuna yanıt vermemektedir.

YÖK tarafından Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda kalan öğrencilerin yurtlarını tahliye etmeleri istenilmişse de özel öğrenci yurtları bakımından bir karar alınmamıştır. Dolayısıyla, özel öğrenci yurtlarında kalırken uzaktan eğitim kararı nedeniyle aile evine dönen öğrenciler yönünden mücbir sebebin doğup doğmadığı tartışmalıdır. YÖK kararı ile yurtlarını tahliye etmek zorunda kalan öğrencilerin mücbir sebebe ya da Türk Borçlar Kanununun 136. Maddesinde düzenlenen “İfa İmkansızlığı” hükümlerine dayanması mümkündür.

Mevcut durumda, özel yurtlarda kalan öğrenciler uzaktan eğitim kararı nedeniyle aile evine dönmüştür. Yurtların halen açık olmasına karşın öğrencilerin yurtta kalması anlamsız bir hal almıştır. Bu nedenle, Türk Borçlar Kanununun 138. Maddesinde düzenlenen “Aşırı İfa Güçlüğü” müessesinin somut olaya uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir. TBK 138.Hükmüne göre, sözleşme yapıldığı esnada taraflarca öngörülemeyen, öngörülmesi de mümkün olmayan, borçludan kaynaklanmayan ve beklenmeyen bir durum ortaya çıkarsa bazı şartlar altında sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması talep edilebilir. TBK m. 138/I’in son cümlesine göre, “Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır”. Yurt sözleşmesi sürekli edimli bir sözleşme olduğu için dönme değil fesih söz konusu olur. Sonuç olarak bu düzenlemeye göre, henüz ödeme yapmayan öğrenciler kalmadıkları süre için ödeme yükümlülüğünden kurtulur, ödeme yapanlar ise sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca ödemelerini geri isteyebilir. Fesih beyanı herhangi bir şekle bağlı değildir. İspat açısından belli bir şekilde yapılması tavsiye olunsa da feshin geçerliliği bakımından şekil mecburiyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle yazılı olarak ya da e-posta, kısa mesaj veya benzeri vasıtalarla fesih beyanında bulunulabilir. Öğrenci tarafından fesih beyanında bulunulmamış olsa dahi kurumun açacağı ifa davasında sözleşmenin uyarlanması/sona erdirilmesi talebinin def’i olarak ileri sürülmesi mümkündür. Uyarlama davasında takdir yetkisi hakimde olup hâkim, somut olaya göre belirlenen oranların daha üstünde bir denkleştirme bedeline hükmedebileceği gibi, öğrencinin hiç ödeme yapmamasına da karar verebilir.         

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sizinsesiniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.